1964 yılında Japonya'da kurulan Sony, ilk olarak, "Totsuko" adıyla piyasaya çıktı. Fakat kurucusu, Amerikan halkının bu ismi telaffuz ederken zorlandığını görünce; Latincede "sesle ilgili" anlamına gelen "sonic" ve ses anlamına gelen "sound" kelimelerinden "Sony" adını türetti.
1990 yılında kurulan Tayvanlı Asus şirketi ise, adını, Yunan mitolojisinde kanatlı bir tür at olan Pegasus'tan aldı. Asus'un kurucuları, Pegasus'u; gücü, yaratıcılığı ve saflığı temsil etmesi nedeniyle seçtiklerini belirtiyor. Ancak, asıl ilginç olan, Pegasus adının kısaltılmış olması; öyle görünüyor ki bunda, hem akılda kalıcılık hem de özgünlük hedeflenmiş. Şirketin kurucularından Jonney Shih'in açıklamasına göreyse, marka adının "A" ile başlaması; bilinirlilik açısından daha doğru bulunmuş.
1992 yılında yıldızı parlayan Nokia'nın ismi, bir kasabadan geliyor. Zira marka, adını, 1865 yılında faaliyet gösterdiği Finlandiya'daki Nokianvirta nehri kıyısında yer alan Nokia kasabasından alıyor.
Peki ya LG? 1947 yılında Lak-Hui adıyla kurulan Koreli şirket, 1958 yılında Koreli Goldstar şirketi ile birleşmiş ve her iki şirketin baş harflerinin birleşiminden LG markası doğmuş. Yani LG, ürünlerinin aksine, pek de yaratıcı bir isme sahip değil.
Sıra dışı tasarımlarıyla göz dolduran Apple'ın hikâyesi de tıpkı LG gibi oldukça sıradan… 1976 yılında kurulan Apple'ın bu adı almasındaki en önemli neden, o dönem teknoloji alanındaki tek rakibinin Atari markası olması. Steve Jobs, yeni kurduğu bu markanın, telefon rehberlerinde Atari isminden daha önce yer almasını istemiş ve şirketi için "Apple" adını uygun bulmuş. Ayrıca Jobs'ın, bir dönem çalıştığı Oregon elma çiftliği ile ilgili pek çok güzel anıya sahip olması da, şirket adının "Apple (Elma)" olmasındaki önemli etkenlerden.
1939 yılında Palo Alto'da bir garajda kurulan HP şirketi ise, garajda kurulan ilk teknoloji firması olma özelliği taşıyor ve adını, kurucuları Bill Hewlett ile David Packard'ın soyadlarından alıyor.
2006 yılında kurulan Twitter'ın yaratıcıları, alt yapı tamamlandığında, site için anlık ileti ve anlık titreşim anlamına gelecek bir isim aramış. Bu nedenle, önce küçük titreşim anlamına gelen 'twitch' kelimesi üzerinde durmuşlar. Fakat daha sonra, bu ismin yeterince akılda kalıcı bir marka olacağına inanmadıkları için "Twitter" adında karar kılmışlar.
Diğer bir sosyal ağ olan Facebook'un hikâyesi ise, daha ilginç… Mark Zuckerberg tarafından kurulan Facebook, adını; Amerikan üniversitelerinde, öğrencilerin, öğretmenlerin ve çalışanların doldurduğu "Paper Facebook (Kişisel Bilgi Sayfası)" formlarından alıyor. Başlangıçta "The Facebook" olarak yola çıkan marka, bir süre sonra daha akılda kalıcı olmak adına, başındaki "The" artikelinden kurtuluyor ve yoluna Facebook olarak devam ediyor.
Stanford Üniversitesinde okuyan iki arkadaş Larry Page ve Sergey Brin tarafından kurulan ve bugün dünyanın bir numaralı arama motoru olmayı başaran Google'a baktığımızda, adını, matematikteki en büyük sayılardan biri olan ve 10'un yüzüncü kuvveti anlamına gelen "googol" kelimesinden aldığını görüyoruz. Google'ın arama sonuçlarında, sayfa sayılarının bulunduğu bölümde uzayıp giden "O"lar, işte tam da bol sıfırlı bu sayıyı temsil ediyor.
Yahoo'nun ise, henüz kurulum aşamasındayken, adının şimdikinden oldukça farklı olduğunu görüyoruz. "Jerry and David's Guide to the World Wide Web (Jerry ve David'in İnternet Rehberi)" olarak belirlenen bu isim, doğal olarak pek tutmamış ve Yahoo'nun kurucuları Jerry Yang ve David Filo, daha kısa bir isim bulmak için sözlüğe başvurmuş. Karşılarına çıkan kaba, karmaşık olmayan ve tuhaf anlamına gelen "Yahoo" kelimesini çok beğenen bu ikili, kelimenin sonuna ise, telaffuzundaki heyecanı göstermek için ünlem koymuş.
Yorumlar
Yorum Gönder