Yine demin başıma gelen bir durum ve sizlere anlatıyorum.
Bilmeden konuşmak çok saçma! Ben böyle düşünüyorum. Zaten bilmiyorsun neden koşuyorsun ki? Konuşun konudan bihabersin ama gelip bir şeyler demeye çalışıyorsun. Türkiye de çok rastlanan bir durum. Adama zombi istilasını sor adam der ki "bu hastalıkla mücadele ediyoruz inşallah giderilir."
İlla bir şeyler söylemek zorunda mısınız? Hele söylediğin şey bilmediğin bir konu ise. Ha, bir de bilmediği şeyi söyleyenlerin dışında bilmediği şeyi sanki yapmış gibi anlatanlar var. Onlar bambaşka bir sorun.
Söylediğim gibi konudan bihabersin ve ben bunu yaptım ama böyle böyle oldu. Hıh öyle oldu! Bunları zamanla anlamaya başladım ki benden yaşça büyük insanlar hayat tecrübeleriyle bunu daha iyi anlayabilirler.
Örnek vermek gerekirse: internet kafe çocukları. Bu çocuklar aşırı derecede zeki ve güçlü sanan çocuklardır. Her internet kafe de vardır. Ve kendilerini bir şey sanırlar.
Bakınız oyun yapmaktan bihaberler ve oyun yapanlara küfrediyorlar. Çocuğum sen daha küçüksün ki bu konuşmanda ki argodan ve konuşma üslubundan anlaşılabiliyor. Daha oyun yapmak hakkında hiç bir bilgin yok. Oyun yapmak cümlesinden wasd den bahsedebiliyor sahte olan şeyleri gerçek sanıyor oyun için de kullanılan hileleri yazıp kendini heçkır(hacker) sanıyorsun.
Bu neyin kafası?!
Önce git bi öğren bu oyunu nasıl yapıyorlar hangi evrelerden geçiyor. Sonra git 5-6 tane oyun çıkar ki olayı anlayabilesin. Yalnız bu oyunlar çakma olmayacak. Editçi olamadan. Kendi grafik ve modellerinle, kendi müzik/ses/konuşmalarınla, kendi kodlama becerinle, kendi senaryon ve kendi ışıklandırmanla, kendi oyun tasarımınla git bir kaç oyun yap sonra gel adam gibi konuşalım.
Ama daha sen bu söylenenlerin hiç birini yapmadan ya da yapmayı bile tenezzül etmeden gelip burada konuşacak kadar kendini cesur sanıyorsan üzülerek söyleyeyim ki sen cesur değilsin. Çünkü hep haklı çıkmak saygı görmek istiyorsun. Yine söyleyeyim ki bu kafayla sen çok tökezlersin ve kimse sana yardım etmez.
Bu sadece oyun yapmayı bilmeden oyun yapma konusunda konuşan yaşı ne kadar büyük olursa olsun aklı o derece küçük olan veletlerle sınırlı değil. Örneğin bilmeden siyasetçilere küfretmek. Kimsenin düşmanlığını istemiyorum ancak siyaseti sadece kendi gördüğünle yargılama. Bu kişinin rütbesi ne yani hangi dalda. Anayasanın tüm kurallarıyla birlikte kendi işine özgü ne tür kurallar var. Bu kuralları bilip de herhangi bir bölgeyi yönetecek bir kapasiten var mı? Varsa bile matematik biliyor musun? Matematik ne alaka diyenlere şöyle diyorum ülkeye para girmesi için hangi yolları kullanmak gerek. Ülkenin ekonomik krizini önlemek için neleri kısmak veya çoğaltmak gerek eğer bunu yaparsak karşımıza nasıl bir sonuç çıkar. Kötü sonuçların üzerinden nasıl kalkabiliriz. Hem emekliye hem işçiye nasıl maaş vermeliyiz ki ülke ekonomisi çökmesin. Daha bunların neler olduğunu bile bilmeden hiç bir bilgi ve tecrüben omadan sen kalkıp da gözlerinle düşürsen ooooo sen tam bi yaşayan ölüsün.
Bu diğer mesleklerde de böyle. Örneğin doktor arkadaşım var ve doktor olanların hepsinde bu var. Hiç bi halt bilmeden bir şey istiyorlar. Çocuk doktoruna benim başım ağrıyor ne yapmalıyım diyorlar. Hele doktor öğrencisiysen yandın :d çünkü o öğrencilikte her tatilde ailen ve akrabaların sürekli ve sürekli benim şuramda ağrı var ne yapmalıyım gibi sorular soruyor. Teyze/Amca ben öğrenciyim bölüm bile yok sen gelip bana bunu soruyorsun dediğimizde sen doktor değil misin bak işte ne oluverecek diyorlar.
Kısacası beyin cerrahına benim kalbim ağrıyor ne yapmam gerek diye sorulan bir soru.
Yine söylediğim gibi bu sadece belli mesleklerde değil genellikle her meslekte ve hobi de de mevcut.
Örneğin kendi çapımda resim çiziyorum ve çevrem çok abartıyor. Her gittiğim yerde benim bir resmi çizer misin sorusuyla karşılaşıyorum. Öncelikle ben karikatür çiziyor ve tasarım yapıyorum. İnsanın anatomisini bilmem neyi ne kadar büyük yapmalıyız onu hiç bilmem. Ama inatla, inatla bu souyu soruyorlar. Ulan sanki Da Vinciyim. Sadece küçük bi hobi.
Bunu kimler istedi bi bilseniz.
Sayayım: Öğretmenlerim, arkadaşlarım, yakın arkadaşlarım, arkadaşımın arkadaşı(olaya bak! :D), komşularım, akrabalarım... bu liste uzar gider. Çize meyince de sen bir şey bilmiyorsun diyorlar. Ulan en başta diyorum ben süper bir resim çizemiyorum diye şunlarla ilgileniyorum kalkmış sen bana kötü eleştiri de buluyorsun. Ya sen neyin kafasını yaşıyorsun. Kör müsün, sağır mısın? Kör müsün diyorum çünkü yaptığım resimleri görüyor. Ve çok saçma istekler de buluyor. Sandalyede bi poz veriyor hadi çiz diyor. Uff çok sinir bozucu. Ne kadar çok anlatsam da sürekli bundan bahsediyorlar.
Bir de yazılım bilgimle de bunu diyorlar. Çocuğum ben Turizm meslek lisesi mezunuyum, bildiğim yazılımı tek başına ve evimde bilgisayar yokken öğrendim. Ve sen kalkmış çözemediğim sorunla beni azarlıyor ana avrat düz gidiyorsun. Böyle küfür etmeyi biliyorsan aklın çalışıyor demektir git ve kendin öğren şu yazılımı sonra kendin çöz başkasına da ihtiyacın olmaz.
Af edersiniz ancak hepsi değil ancak böyle yapan insanların çoğu geri kafalı, geri zekalı, ve kalın kafalıdır. İnatla söylerim inatla tersini idda eder madem böyle bi iddian var kanıtla. İşte orada bir suskunluk başlar. :D
(bkz: sanane be slk) :D
İşte demek istediğim şu ki böyle insanlar var ve hepsini kötülemiyorum ancak bazıları da çok can sıkıcı. Ama bu dünyadayız ve bu dünyayı onlarla paylaşmamız gerek. Onları olduklarıyla kabullenmemiz gerek. :)
Kendinize iyi bakın hoşça kalın.
Uğur KILCI
Yorumlar
Yorum Gönder