Ana içeriğe atla

Reklam

Website Top List

Yeni Hayat Türkçe Dublaj Tek Parça İzle - Kısaca hayatım


Muazzam bir film. Umudu inancı kaybetmeyi anlatıyor. Dram içerir. Valla izledim ve şuan hayatı sorguluyorum. :) Ben oteldeyken o kadar eziliyordum ki kolumu kırıp oteli gitmemeyi bile düşündüğümü hatırlıyorum. Otel benim için ızdırap yeriydi. Ama zorunlu olarak gitmem gerekti. Kaç defa sinir krizi geçirdim. Otelde ki bir çok insan para göz bencil vurdum duymaz ve karşı cins hastasıydı. Hayatları bunlarla çevrili boş bir yaşam.

O zamandan beri bazı şeyleri sorguluyorum. İlk ve İkinci stajım vardı deli gibi ezildim. Gitmemek için çok ağladım. Çok kızdım kendime pişmandım çünkü o salak kafamı oyun yapmak yerine gidip ders çalışsaydım ya da bi söke lisesine gitseydim belki hiç o yaşta sıkılmayacaktım.

Zaten suskun biriyim arkadaşlar bilir. Ailem ve akrabalarım. Ezilince içimde ki sorgularla yaşamıma yön vermeye başladım. Başkası için yaşamadığımı anladım. Kendi hayatımı fark ettim. Bir tane ömrümün olduğunu ve bir daha gelmeyeceğimi. Çok insan tanıdım. Çok hayalleri vardı ama otel köşelerinde süründüler. Benim hayatım böyle olmaması gerekiyor. Bunu önceden fark ettim.

Hayatımı o şekilde düzenledim. Gittim ve sevdiğim şeyleri yapmaya başladım. Adam akıllı iki oyun çıkardım. Sosyal paylaşım sitesi kurdum ve kurmaya devam ediyorum. Beynimin içindeki o ufacık hayalleri gerçekleştirmek için her şeyi yapmak istiyordum ve yapmaya başladım.

Düşünün 150 yıl sonra sizi kimse tanımayacak hiç kimse. Dua bile alamıyacaksınız. Siz büyük büyük dedenizi biliyor musunuz adını ya da neler yaptığını? Onu hiç anmıyor artık ona dua bile etmiyorsunuz. O dedemiz bir şeyler yaptı mı yapmadı mı ondan bihaberiz. Artık sadece bir hiç olmuş.

Hayatta korktuğum şeylerin içinde unutulmak var. Hatırlanmamak anılmamak. Çok acı bir durum. Otelde stajda ezile ezile bazı şeylerin iyice farkına varmaya başladım.

Anı yaşamayı fark ettim. Ne kadar rahat olduğumuzu fark ettim. Ne kadar fakir bile olsak aslında ne kadar çok zengin olduğumuzu fark ettim.

Bazen kendime bunları diyorum. Ailem bilir.
Dokuna biliyorum(dokunarak), (elimi katı cisimlere sürerek)hissedebiliyorum, (derin bir nefes alarak)nefes alabiliyorum, (Ayak parmaklarımı oynatarak) ayaklarım yere basıyor ayaklarımı hissediyorum. (Etrafımdaki renk cümbüşüne bakarak)görebiliyorum. (Eklemlerimi oynatarak) Hala sağlamım, (Yutkunarak)tat alabiliyorum, (etrafımdaki sesi sessizliği dinleyerek) duyabiliyorum ve (sağ elimi kalbime koyarak)kalbimi hissedebiliyorum. Derim. Ve bu bana huzur verir. Etrafıma bakar ve "ailem tartışıyor çok sıkıcı ama bir ailem var."

Babama bakıyorum kendini çok yıpratıyor neden hep biz ama kendisine hiç vakit ayırmıyor. Bu yüzden ben kendime vakit ayırıyorum. Çünkü babamın eksiklerini kendime ders çıkartıyorum. Annem kendine çok bakıyor ailesini eksik bırakıyor ben ise aileye biraz daha önem veriyorum. Kız kardeşim hayatı hayat olarak yaşıyor küçük bir sıkıntıyı bir sivilceyi bile büyütebiliyor. Çok güzel. :) Bu beni mutlu ediyor onları oldukları gibi seviyorum. :'(

Geçen askerlik bildirisi geldi çok telaş yaptım. Çünkü daha yapacak çok şeyim vardı. Steve JOBS ın dediği gibi "hayatı sanki son gününmüş gibi yaşa!" Ben yaşamadım gözümü açıp kapattım ve askerlik bildirisi geldi. Bu sizlere çok anlamsız gelebilir. Siz ne diyor lan bu diyebilirsiniz. Ama hissettiklerimi yazıyorum.

Zaman çok kısıtlı hemen her şey oluveriyor ve çoğu zaman bu olaylara seyirci kalıyoruz hayatımızdaki kendi kararları almıyor hiç riske girmiyoruz.

Babama askerde kitap var mı diye sorunca babam tersledi bence çok saçma asıl bu gibi durumlarda kitaplar hatta kütüphaneler olmalı. Bence askeriyelerde kütüphanler bulunmalı.

Deli gibi fikir geliyor aklıma her türlü krizi fırsata çevirebiliyorum. Bu yüzden bir fikir defteri aldım kendime sürekli karalıyorum.

Dediğim gibi otel bana çok şeyi sorgulatmayı öğretti. Ben neden varım? Niye belli bir amacım yok neden babam var yada başka biri? Bence insanlar dünyaya bir amaç uğuruna gelirler. O amacı yapı yapmamak onlara bırakılıyor. Benim amacımda dünyaya değiştirmek. Bence hala dünyada eksik şeyler var. CEbimde tek kuruş olmadan dünyayı dolaşmak. Honkonga yada mısıra gitmek. Çinseddinde koşmak, balık tutmak, sesimin kötü olduğunu bildiğim halde konserde kötü kötü şarkı söylemek :D

Ben küçükken arkeolog olmak istedim, astronot da olmak istedim, bilim insanıda, mucitte. Sürekli yeni şeyler öğreniyor onu olmak istiyordum. Ama sadece istemekle yetinmiyor o meslek hakkında detaylı araştırmalar yapardım. Bir defterim vardı içinde gazetelerde ve kitaplarda bulduğum şeyleri kesip yapıştırırdım. Araştırmayı çok severdim.

Küçükken anlamsızca salak salak fotoğraflar çekerdim. Videolar falan.

Aslında ben doğuştan kalp hastasıydım. Kalbimde iki tane delik vardı. Kendimi bildim bileli sürekli izmire gidip geldik kontrollere 13 yaşında bana artık gelmenize gerek yok ama yine kendine dikkat etsin dediler. Deliklerim kapanmıştım ama görünmeyen delikler vardı. Bu delikler çocukluğumdu. Çocukken arkadaşlarım futbol yada basketbol oynadıklarında ben gidemezdim çünkü kalbimden rahatsızdım koşmam yasaktı. Okula sirk gelmişti ve ben sınıfta oturuyordum tüm okul dışarıda ben sınıfta. Bi çocuk için çok acı bir durum. Çay içmem yasaktı, cips yemek yasaktı, kola gazoz gibi gazlı içecek içmek yasaktı, koşmak yasaktı, heyecanlanmak yasaktı, ağlamak yasaktı, kahve içmek yasaktı. Çocukken doya doya oyun oynayamıyordum çünkü koşmam yasak kalbimin ritmi bozuluyor diye.

Kısacası çocukluğum kötü geçti ve bende bari gençliğim iyi geçsin dedim ve kafam ne eserse yapmak istedim. :D

Çocukken sürekli evde durmam gerekiyordu ailem bana pek güvenmiyordu çünkü küçük o anlamaz mantığı vardı. Aslında anlıyordum. Çok deney yapardım kaç oyuncak bozdum bu yüzden. Ateşle çok oynarmışım bir gün o büyük pamuk balyalarını yakmışım tüm köy seferberlik ilan etmiş:D Bir gün evdeki koltuğu yakmışım bir günde yanan sobayı sakmak için üstüne battaniye atmışım. :D

Küçükken psikopattım :D karıncaları duvara uhuyla yapıştırırdım. :)

Yine küçükken her şeyin dairelerden olduğunu fark etmeye başladım. Aslında farkında olmadan altın oranı bulmuşum. Bir bey-biletim vardı ve çok şekilli olmasına rağmen dönünce sadece daireye dönüşüyordu. Gezegenler küreydi. O baloncuklar küreydi. Tekerlek ve benzeri şeyler. İlginç. :)

Çocukken böyle bir hastalığım olduğundan ve çay içemediğimden hep ıhlamur içerdim ve artık ağızıma bile ıhlamur koymuyorum çünkü o sıkıntılı günleri hatırlıyorum.

Hep insanları kendim gibi düşündüm ama öyle değilmiş.

Ben küçükken bu hastalık vardı doğuştandı. Belki biz buna kader demeliyiz. Pişmanmıyım bu hastalığın olmamasına? Hayır hiç değilim. Bu hastalık hayatımı değiştirdi. :) Bu hastalık yüzünden hep evde durmam gerekiyordu. Ve teknoloji ilerliyordu. Bilgisayarlar her eve girince ben de bir tane istedim sanırım sünnetimde falan aldık ilk bilgisayarı. Daha interneti bilmiyorum. Baktığım rtesimler silinir diye hepsini pcye yükledim. Tabii o zaman pc kaldırmadı çöktü. Film yapmaya merak saldım ve montaj programlarını öğrendim. Ozamanlar hiç bir işime yaramazdı. Ama ben öğrendim merak ediyorum ve merakımın peşinden gittim. Eğer o zamanlar ben bu montajlamayı merak etmeseydim bugün youtubede video çekemezdim. Hepsi birbirine bağlı.

Çöken pcden sonra bir süre pc alınmadı. O sıralar metin 2 çok popüler bende açıtm bir hesap sürekli net cafedeyim çok paralar gitti kafede. Bir gün kendime şu soruyu sordum ve hayatımda bir dönüm noktası oldu. O soruyla tüm hayatım değişti. O soru sayesinde hayatım hala değişmekte.

-"Oyun nasıl yapılır?"

İşte dam bir dönüm noktası. Herkes yapabiliyorsa bende yaparım dedim. Bu şekilde araştırdım baktım game editor diye bi program var. İndirdim hiç bir halt anlamadım. Sonra günler sonra game maker 6.0 programını buldum. O zamanın güncel sürümüydü yanlış hatırlamıyorsam. İndirdim araştırdım baktım online oyun yapılabiliyor. Ben bir gazageldim. Okulda artık dersi dinlemiyorum online oyun yapıp para kazanma fikiri var. Ama online oyun yapmam 5 yılımı aldı. :)

O zamanlar .net di. Oyun-programlama.com adım türk 55 rastgele koydum. Ve çok dalga geçtiler. Bende orada dedimki 5 yıl sonra görüşürüz buraya tekrar konu açacağım dediler. Ve bunu gerçekten yaptım. O konuya gitmek için: http://oyun-programlama.com/Thread/41747-Bildi-im-her-ey/

Her neyse. İyi geceler... :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

3ds max nedir ne işe yarar? (BiProgram)

 3D Studio Max Nedir? 3Ds Max, Autodesk firması tarafından geliştirilen (ve hala geliştirilmekte olan)  dünyanın en popüler ve en çok kullanılan 3D modelleme ve animasyon programıdır. Tam adı “3D Studio Max” olarak literatürde geçmektedir. Hayal Gücünüzün sınırlarını zorlayan tasarımları hayata geçirmeniz için sonsuz  imkanlar sağlayan,  geleceğin tasarımcılarının programı 3ds Max’tir. Gelişmiş eklenti desteği, güçlü modelleme kabiliyeti ve nispeten kolay kullanımı ile 3 boyutlu modelleme yazılımları arasında en yaygın kullanıma sahip uygulamalardan birisi olup, bir çok hazır modeli, dersleri, eklentileri bulunan ve internet üzerinde bir çok dökümana sahip bir programlardan birisidir. 3ds max ile sınır tanımaz hayalgücünüzü sanal ortama taşıyabilir ve biraz sabırla gelecekte iyibir iş ve kazanç sahibi olabilirsiniz. Tarihçesi Autodesk 3Ds Max’in ilk prototipi Kasım 1988 tarihinde test edilmiştir. İlk prototip 4 kişi tarafından yazılmıştır. Bu 4 kişilik ekibin başında 3D Ma

Bil.ly ve Adf.ly Tarzında Bir Link Kısaltma Sitesi Yapımı - Sıfırdan Anl...

HAZIR HTML KODLARI İLE SİTE YAPIMI #2

 HAZIR HTML KODLARI İLE SİTE YAPIMI